Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hava kalitesi limiti dikkate alınarak yapılmış olan değerlendirmeye göre Türkiye’de yalnızca Çankırı temiz havaya sahip çıktı.
Temiz Hava Hakkı Platformu, geçtiğimiz yıl dünya genelinde kırmızı alarm seviyesine yükselmiş olan hava kirliliğinin Türkiye boyutundaki verileri ile ilgili hazırlamış olduğu raporu açıkladı.
“Türkiye’de Hava Kirliliği: Kara Rapor” isimli raporu hazırlayan ekipte yer alan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, Türkiye’de klasik hava kirleticilerinin tamamının ölçülmediğini dile getirerek ‘’Ülkemizde sadece PM10 ve SO2 tüm illerde ölçülüyor. Diğer klasik hava kirleticilerinin ölçümlendiği istasyon ve il sayısı sınırlı. Hükümet hava kirliğinin önlenmesi konusunda hızlı bir şekilde adım atmalı ve hava kirleticileri için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilmiş olan sınır değerlerin kullanılmasını sağlamak amacı ile yasal düzenleme yapmalıdır’’ dedi.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı üyesi Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan ise Türkiye’de hava kirliliğinin özellikle 2015 yılında ciddi bir artış gösterdiğini, başta akciğer kanseri ve solunum sistemi hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık etkisi olduğunu ve bunun için de yöneticilerin önlem alması gerektiğini kaydetti.
Rapora göre, Türkiye’de hava kirliliğine sebep olan PM10 partikülü için 2015’te verilen yıllık limit 56 mikrogram/metreküp olarak belirlenirken, 2015 yılında Türkiye’de 81 ilin 41’inde ise bu limit aşıldı. En yüksek düzeyde hava kirliliği görülmekte olan 3 il; Ağrı, Aksaray ve Muş oldu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kalitesi limiti dikkate alınarak yapılmış olan değerlendirmede ise yalnızca Çankırı’daki değerlerin limitin altında olduğu görüldü.
Özellikle Adana (Valilik), Bursa, Manisa, Samsun (İlkadım Hastane), İstanbul (Esenyurt), Bursa (Beyazıt Caddesi) ve Kayseri (Hürriyet) istasyonlarında, yılda 250 günden daha fazla süre boyunca (327-256 gün) günde 50 mikrogram/metreküpten daha fazla PM10 düzeyi ölçümü yapıldı.
Kömürlü termik santraller sebebi ile Türkiye’de her yıl en az 4 bin 311 hastaneye yatış, 2 bin 876 erken ölüm ve 637 bin 643 iş günü kaybı yaşanıyor. Kömürlü termik santrallerin hastalık ve ölüm nedeni ile yaratmış olduğu olumsuz ekonomik yük 2,9-3,6 milyar euro arasında değişiyor.