Stres, ve sıkıntılı ortamlardan uzak durun.
Yoğun bir çalışma tempusu, üst üste gelen aksilikler, kendinize vakit ayıramamak gibi sorunlar stresi doğurur. Stres ise baş ağrısını. Mümkün olduğu kadar kendinize vakit ayırın ve stres dolu ortamlardan uzak kalın. Sakin bir yer de baş ağrısı ihtimali çok düşüktür.
Yediğinize içtiğinize dikkat edin.
Kan şekerineki herhangi bir dengesizlik, baş ağrılarına sebep olabiliyor. Bu yüzden bazen zayıflamak uğruna bazen fit bir vücut uğruna da olsa, uzun süre kendimizi aç bırakmamalıyız. Mümkün oldukca sağlıklı gıdalar tüketip de sağlıklı bir vücut ve kiloya sahip olabiliriz. Yeter ki Alkol ve Çikolata gibi besinlerin dozunu kaçırmayalım.
Fazla uyumak bazen iyi olmayabilir.
Vucut, besinlere karşı nasıl bir ihtiyaç içindeyse, uykuya karşı da öyledir. Günlük ideal olarak 8 saat uyuyorsak, bunun ne üstüne çıkmalı, nede altına düşmeliyiz. Bedenimizi ideal bir uyku süresine alıştırmalı ve onun dışına çıkmamalıyız.
Mümkün olduğu kadar temiz hava alın.
Bir sahil kenarında çay içmek olur. Veya bir parkta yürümek. Yani temiz havanın nerede olduğuna inanıyorsanız orada olmanız baş ağrısı riskini düşürebilir. Ayrıca temiz hava alabileceğimiz alanlar, yürümeye, spor yapmaya da uygun alanlardır. Kaslarınızı çalıştırarak, yürüyüş yaparak sağlığımızı zinde tutabilirsiniz.
Güneşin tadını çıkarın.
Bildiğimiz üzere güneş ışığı mutluluk hormonunun daha kaliteli çalışmasına yardımcı bir etken. Yeteri kadar D vitamini almanız, bedensel ve ruhsal olarak sizi rahatlatacaktır. Öğle saatleri dışın da yeterli derecede güneşten fayda görebilirsek, bizi olumlu yönde etkileyecektir.
Su içmekten korkmayın.
Vucudun mineral dengesini sağlanabilmesi için, günde en az 2 litre su içmekten fayda var. Tabiki bu ihtiyac yaşadığımız ortamın sıcaklığına, ve yaptığımız işin zorluğunu göre değişebilir. Ancak denge sağlanabilir ise eğer, baş ağrısı riski bir hayli azalır.
Camı perdeyi açmak lazım.
Havasız, oksijensiz bir ortam da, kim sağlıklı bir yaşam sürebilir? Bazen ortamın havasını tazelemek bizim için iyi bir adım olabilir. Hele ki sigara içilen bir ortam da iseniz, baş ağrısı riski havayı tazelemedikce artacaktır.
Keyif aldığınız bir uğraş olsun.
Kendimden örnek vermek isterim. Bundan yaklaşık 7.5 yıl önce gitar çalmak gibi bir hobi edindim. Henüz 14 yaşında ve kafası karışık biriydim. Her genç gibi mantıklı mantıksız bir çok hayalim vardı. Bir yandan hayaller ve bir yandan gerçekler beni çok bunaltıyordu. Fakat Gitarı elime ilk aldığım an ki huzur tarif edilemez. Öğrenme süreci stresli olsada öğrenmenin keyfi bütün yükü alıyordu üzerimden. Eğer bir hobi seçmekte zorluk çekiyorum diyorsanız, gitar çalmayı tavsiye ederim
Çekap olmasa da arada bir doktora uğrayın.
Erken teşhisin önemini hepimiz biliyoruz. Bunu uzun uzun anlatmak gerekmez. Belirli bir süre verin kendinize, nasıl ki aracınız günü gelince muayene oluyorsa, bedenimiz de öyle olmalı. Yarı yolda kalmaz istemeliyiz sanırım?
Son ve aslın da en önemlisi "Nikotin kullanmayın"
Kokusu bile baş ağrıtan sigarayı, içimize çekiyorsak, bu sinir sistemlerimizin dengesini muhakkak bozar. Sağlık Bakanlığı 300 bin sigara bırakmak isteyene ücretsiz muayene imkanı da sunarken, bu dertten kurtulun derim.