Defibrilatörlerin Bataryalı Olmasının Önemi Nedir?

Defibrilatörler birçok kişinin şok cihazı olarak bildiği, düzensiz ritim bozukluğu adı verilen fibrilasyona girmiş bir kalbin normal ritmini geri kazanabilmesi kullanılan cihazlardır. Düzensiz çalışan kalbe kısa süreli ve yüksek değerde elektrik akımı verir. Bu cihazlar pek çok filmde görülür ve filmlerin vazgeçilmezi olan “dramatik defibrilatör sahnelerinde” karşımıza çıkar. Filmlerde kalbi durmuş insana birçok kez uygulandığı görülür. Kalp durması nedeniyle atmayan bir hastanın kalbine defibrilatör uygulanır ve bunun sonucunda başrol oyuncusunun birden bire canlandığına şahit olmuşuzdur. Ancak bu durum aslında doğru değildir. Film sahneleri toplumda defibrilatörlerin duran bir kalbe uygulandığına dair yanlış bir algı yaratır. Öncelikle bu hayat kurtaran cihazların neden pille çalıştığını bahsetmeden önce bu algıyı düzeltelim. Defibrilatör cihazlarının hepsinde batarya mevcuttur. Şehir elektrik şebekesine bağlı olsa bile olası elektrik dalgalanmalarına karşı önlem olarak gücü bataryadan alır.

Bataryaların şarjları her zaman dolu olmalıdır. Bataryalı olmasının en önemli nedeni elektrik kesintilerinde çalışabilmesini sağlayan kesintisiz güç bağlantılarının önemli unsurlarıdır ve elektriğin olmadığı veya yüksek voltajın bulunmadığı yerlerde kolaylıkla kullanılmasını sağlar. Aksi halde elektrikler kesildiğinde veya akımın yetersiz olduğu durumlarda cihaz kullanılamaz ve acil vakalarda zaman kaybı yaşanmasından dolayı hastanın ölümüne neden olabilir.

Hastanın düzensiz kalp atışlarını normal bir şekilde çalışmasını sağlayan bu cihaz günümüz toplumunda duran kalbe müdahale olarak bilinmektedir. Dolayısıyla defibrilatör bu durumlarda hemen hemen hiç kullanılmamaktadır.

Gelişen teknolojiyle birlikte cihazlar kendi bataryalarını gerilim ve manyetik kuvvetini sürekli denetler. Böylece oluşabilecek herhangi olumsuz bir durumda bize uyarı verir. Cihazlar bataryadan alınan gerilimle defibrilasyon işlemlerini yaptıkları için batarya güç bağlantılarının ve gerilimin belirli bir düzeye düştüğünde cihazlar kendini otomatik olarak kapatabilir veya bozulması gibi durumda alarm verir. Örneğin gözlem noktası dediğimiz yeşil siyah ve beyaz renklerinin bulunduğu alan bize uyarı vermektedir. Gözlem noktası yeşilse bataryanın dolu olduğunu, siyahsa şarjın olmadığını beyaz ise bataryanın ömrünü tamamlamış ve değiştirilmesi gerektiğini söylemektedir.

Bataryaların şarj seviyesini korumak için mutlaka her fırsatta defibrilatörü güç kaynağına bağlı tutmak gerekir. Tamamen boş bir bataryanın ortalama şarj seviyesi beş saatte tam dolu hale gelmektedir ve defalarca şarj akımına dayanacak şekilde üretilen batarya, tam şarjlı bir batarya ile defibrilatör 360 joule de 100 defa şok yapma imkanı sağlayabilmektedir. Fakat bazı durumlarda tekniğine uygun olmayan şarj ve deşarj sebebiyle ömürlerini kısaltabilmektedir. Bu durumda defibrilatör cihazlarını kullanırken bataryalar dolu olmalı ve kullanımdan sonra da tekrar şarj edilmelidir. Ortalama bir bataryanın değişim süresi her iki yılda bir olmalıdır. Cihazın bataryası herhangi farklı bir alete gerek duymadan kolayca değiştirilebilmektedir.

Bazı cihazlarda batarya yenilenirken işlemciye yazılımlar vasıtasıyla şarj deşarj sayıcı ve tarih sayıcı entegre edilmektedir. Şarj deşarj süresi dolduğunda cihaz otomatik olarak bataryayı kapatmaktadır. Böyle bir durumda sayıcı işlemcilerin sıfırlanması gerekebilir. Aksi halde takılan batarya cihaz tarafından kabul edilmeyecektir. Çoğu muadil bataryayı kabul etmeyebilir ve sadece kendi orijinal bataryasını kabul etmektedir.