Karaciğer Hastalıkları ve Fonksiyon Testi’
Karaciğer vücudun laboratuvarı gibidir. Metabolizmayı düzenleyen tüm olayların içinde yer alır. Karaciğerin kan şekerinin ayarlanmasıyla ilgili görevleri çok önemlidir. Karaciğerde glut 2 reseptörleri var bunlar sayesinde glikoz hücre içine alınıyor. Karaciğerde bulunan glukokinaz enzimi kan şekerinin ayarlanmasında çok önemlidir. Glukokinazin glikoza olan ilgisi hekzokinaza göre düşük Km değeri ise yüksektir. Eğer karaciğerde hekzokinaz olsaydı hekzokinaz glikozu işleyecek kan şekeri daha düşük olacaktı.
Karaciğer kan proteinlerinin sentezindede görev alır. Albümin kanda bulunan en önemli proteindir plazmanın onkotik basıncını sağlar. Ayrıca kanda en çok bulunan proteindir. Serumda 4-6 g/dl miktarında bulunur. Kanda bulunan diğer proteinlere globülinler denir bunlar kanda 2-4 g/dl aralığında bulunurlar. Akut faz reaktanlarıda karaciğer de sentezlenir bunlar akut olaylar karşısında nonspesifik olarak dokunun strese maruz kaldığı durumlarda sentezlenirler. Pıhtılaşma faktörleride (fibrinojen ve protrombin başta olmak üzere) burada sentezlenir.
Karaciğer hücrelerini bir nemli görevide safra asitlerinin sentezlenmesi burada sentezlendikten sonra safra kesesine geçiyor ve buradadanda dışarıya atılıyor. Safra asitleri yağların,yada eriyen vitaminlerin emilimini sağlıyor. Safra asitleriyle birlikte birçok endojen ve toksik madde dışarıya atılıyor. Safra yoluyla atılım idrar yoluyla atılım gibi birçok maddenin dışarıya atılımını sağlıyor.
Hayatsal görevlerinden biride protein metabolizmasının son ürünü olan ürenin sentelenmesi. Protein metabolizması sonucu amonyak açığa çıkıyor bu amonyakta üre sentezinde kullanılıyor ve böbreklerden üre şeklinde uzaklaştırılıyor. Sitokrom p450 bileşikleri karaciğer endoplazmik retikulumunda bulunur ve faz 1 denilen ilaçların daha polar hale gelmesini sağlayan hidroksilasyon reaksiyonlarını gerçekleştirirler.
Kc deki kupffer hücrelerinin immumglobulin sentezinde rolü vardır.
Sarılık en önemli belirtidir. sarılığa neden olan şey deri altında bilirubin birikmesidir. Karaciğer hastalıklarında hem direkt hemde indirekt bilirubin artışı gözlenmekte. Hemolitik sarılıklarda indirekt bilirubin artışı var. Sadece safra yolları tıkalı karaciğer sağlamsa direkt bilirubin artışı var.(safra taşı neden olabilir,tıkanma sarılığı). Karaciğer hastalıklarında hem direkt hem indirekt bilirubin artışı var.
V. portaya baskıyla portal hipertansiyon periton boşluğunda sıvı toplanmasıyla asit durumu görülebilir.
Vitaminlerin (özelliklede yağda eriyenler ve onlardanda k vitamini) emilememesiyle ortaya nutrisyonel anomaliler çıkabilir.pıhtılaşma faktörleri karaciğerde sentezlendiği için hemostaz bozuklukları ortaya çıkabilir.
Tablo karaciğer hastalıklarını özetliyor. Karaciğer hasarı kronikleşerek kronik hepatit ortaya çıkabilir yada akut seyredebilir. Akut seyrederse rejenarasyonla sonuçlanabilir. Buda olmazsa ölüme götürebilir. Kronik hepatitte hastalık siroza dönüşebilir veya rejenarasyonla sonuçlanabilir. Sirozla sonuçlanırsa kişinin yaşamını devam ettirebileceği kompansa siroz yaşamını sürdürmekte zorlandığı dekompansa siroz meydana gelebilir yada hepatasellüler karsinomaya yol açabilir.
Karbontetraklorür,asprin,asetaminofan gibi toksik madeler yüksek doz alkol izoniazid ve fenobarbitolde nekroz tarzı hücre ölümüne yol açar. Bunlar sitokrom enzimlerine glukonidasyon üzerine etkiler yaparak glutatyon eksikliğine neden olup hücre nekrozuna yol açarlar.
Apoptozis programlı ölümdür. Fizyolojik bir süreçtir. Hücre büzülür kromatinler yoğunlaşır apoptik cisimler oluşur ve hücre programl bir şekilde ölür. Viral hepatitlerin neden olduğu ölümler apoptozis tarzında
Karaciğer deki fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak hipoalbünemi meydana gelebillir. Normalde albümin globülinden daha fazla bulunmaktadır. Normal koşullarda albüminin globüline oranı 1 den büyüktür. Kronik karaciğer hastalıklarında albümin globulin oranı tersine döner , 1 den küçük olur. Karaciğer hastalıklarının önemli bulgularından biridir. Bu oran böbrekten albümin kaybının olduğu böbrek yetmezliği gibi durumlarda da tersine döner ve 1 den küçük olur.
İlaç metabolizmasında da değişiklikler olur sitokrom p450ler zarar görürse ilaçların metabolize edilmesinde sorunlar ortaya çıkar. İlaçların taşıyıcı proteinleride karaciğer de sentezlenir ilaçların hücre içine alınmasında da problemler ortaya çıkabilir.
Emilen gıda maddeleri v.porta ile karaciğere geliyor. Karaciğerde işlenip kan dolaşımına geçiyorlar. Ama eğer portal kaval şantlar meydana gelirse (v.portada basınç artışıyla meydana gelir) oral yolla alınan ilaçlar araciğere uğramadan geçer ve ilacın etkisi azalır.
Birçok hormon karaciğerde metabolize edilip dışarıya atılıyor. Kronik karaciğer hastalıklarında östrojenizasyon meydana gelir. Östrojen artar testesteron ve kıllanma azalır. Feminizasyon ile kendini belli eder. Kronik karaciğer hastalıklarının önemli belirtilerindendir. Kolestaz safra yollarının tıkanmasıdır. Safra hepatositler arasındaki sinüzoidlerden geçer. Karaciğer hastalıklarında ödem meydana gelir. Ödem durumunda bu sinüzoidler daralır safranın safra kesesine doğru akışı bozulur buna hepatik kolestaz denir. Ayrıca estrahepatik kolestazda meydana gelebilir. Bunda kc dışındaki alanlarda tıkanmalar söz konusudur. Safra taşı buna örnek olabilir. Hepatik kolestaz en çok viral hepatitlerde görülür. Hipokalemi ve insülin rezistansı kronik karaciğer hastalıklarında gelişir.
Karaciğer hastalıklarında Ig A düzeyi yüksektir. Bu durum Ig A nın karaciğer tarafından yıkılmasının azalmasına bağlı olarak ortaya çıkar.pıhtılaşma faktörleri karaciğerde sentezlendiği için bunların sentezlerindeki bozulmalar hemostz bozukluğuna yol açar. Protrombin miktarı azalırsa protrombin miktarı uzar buda bozukluğu gösterir.
İleri evrelerde amonyak yüksekliği amonyağın üreye dönüşememesinden meydana gelir. Amonyak miktarı kanda artar. Amonyak alfa ketoglutarata bağlanarak glutamik aside glutamik asidede amonyak bağlanarak glutamine dönüşür. Karaciğer hastalıklarında glutamik asit ve glutamin miktarında artış görülür. Bunların miktarının artmasıyla hepatik ensafolapati meydana gelir.
Karaciğer hastalıklarında sülfürlü aminoasitlerin metabolizması sonucu oluşan merkaptan bileşiklerinde artış olur. Bunların artmasıyla hastaların ağzında pis bir koku meydana gelir.