Kemik Erimesi Nedir? Belirtileri Var Mıdır? Tedavisi Nasıl Olur?

Kemik erimesi tıp bilimindeki adıyla Osteoporoz yani kemikte gözeneklerin oluşması, meydana gelmesi olarak tanımlanabilir. İnsanlarda ortalama olarak kemikler 30 yaşına kadar güçlü sağlıklı ve dayanıklıdır. Ancak 30 yaşından sonra yaşa bağlı olarak kemik yoğunluğunu kaybetmeye başlar.

Kemik erimesini her insan farketmeyebilir.Ya bir kırık ile ya da vücudunuzun genel duruşunda bir bozulma meydana gelmesi ile kendini gösterebilir. Kemik erimesi nedeniyle her yıl ortalama 1,5 milyon kırık oluşmakta ve bunlarda çoğunlukla omur basısına neden olmaktan kaynaklanmaktadır. Örneğin omurgadaki çok küçük bir kırık omurganın biçimini değiştirebilir ve omurgada çökme yaratabilir. Bu durum hasta için hareket kısıklılığına ve hatta ölüme varacak boyutta riskler yaratabilir. Kemik erimesi olan hastalarda özellikle el bileği kemiği leğen kemiği kırılmaları çok görülür. İnsan vücudu kendini sürekli yenilediği için kemiklerde kendini sürekli yeniler. Kemiğin özünde kollajen adlı protein vardır ve kemiğin sertliği için de kalsiyum fosfat minerali gereklidir. Yaşlanmayla birlikte sık görülen kemik erimesi kadında ve erkekte farklı cereyan eder. Özellikle kadınlarda kemik yoğunluğu menopozdan 6-7 yıl sonra süratle düşer. Çünkü kadınların kemiklere erkeklere oranla daha incedir. Etnik ve genetik özelliklerde bu hastalıkta önemli bir rol oynar. Mesela beyaz ırkta ve asyalılarda kemik erimesi daha sık rastlanan bir şeydir.

Kemik sağlığı açısından tehdit oluşturan şeyler şöyle sıralanabilir; alkol ve sigara tüketimi hareketsiz bir yaşam tarzı beslenme yetersizliği yeterli miktarda vücuda kalsiyum ve D vitamini alımı yapılmaması yapılan çeşitli obezite ameliyatları iltihah giderici ilaçlar yeme bozukluğuna sahip olma başlıca olarak sıralanabilir. Kemik erimesi kadınlarda erkekleri nazaran görülme sıklığı daha fazladır. Hatta kadın hastalığı diye bilinmektedir. DEXA tekniği ile kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılabilir. Bu teknik çift yönlü enerji x ışını emilimi ölçülmesidir. 30 yaşındaki sağlıklı bir bireyin kemik yoğunluğu en üst düzeydedir. Ve ölçümü yapılan hastanın değerleri bu değerler ile karşılaştırılır. Eğer kemik yoğunluğu 1.0 ve daha yüksek ise bu durum normaldir. Eğer 1.0 -2.5 arasında bir değer ise kemik erimesi yoktur ancak kemik yoğunluğunda azalış gözlemlenmiştir. Eğer kemik yoğunluğu 2.5 ve bu değerden daha düşük ise bu kemik erimesi olduğunu gösterir. Bu da bize kemik yoğunluğu azaldıkça T değerinin düştüğünü gösterir.

Kemik erimesinin tedavisi için kemiği güçlendiren ilaç gruplarından bifosfonat kullanılabilir. Bu ilaç yılda 1 ila 4 kez enjekte yoluyla uygulanabilir. Ancak çene kemiği hasarına zemin hazırlayabilir. Kemik yoğunluğunu bir ölçüde artırıp kırık ve kemik kaybının azalmasını sağlayabilir. Diğer bir tedavi yöntemi olarak yeni kemik oluşumunu sağlamak için hormon içeren ilaçlar kullanılabilir. Sentetik bir paratiroid hormonu olan teriparadit günlük enjeksiyon şeklinde uygulanıp hastalık tedavi edilebilir. Diğer bir tedavi seçeneği ise biyolojik ilaçtır. Bu denosumab laboratuvarında yapılan bir antikor olan kemik açısından yıkımını yavaşlatıp yılda iki defa enjeksiyon yapılarak uygulanan bir tedavi şeklidir. Ve diğer tedavilerde rastlandığı gibi yan etkileri mevcuttur.

Kemik sağlığı için kemiğin ihtiyacı olan besinleri tüketmek ve kalsiyumu hayatımızdan eksik etmememiz gerekir. Her yaştan insan için geçerlidir bu durum. Kemiğin kalsiyum emilimini kolaylaştıran D vitaminine ihtiyacı vardır. D vitamini açısından da en zengin yiyecekler somon balığı ve ton balığıdır. Her insan vücudun günlük gereksinimi olan süt ve protein ihtiyacını yeterli oranda karşılamalıdır. Yine yeşil sebzelerde bolca mevcut olan magnezyum da kemik sağlığını korumu açısından oldukça faydalıdır.