Oksijen Kullanan Hastanın Burnunun Morarması Ne Demek?

Akciğer hastası olan kişilerde kandaki oksijen basıncının düşmesi sonucunda hemoglobine bağlı oksijen miktarında da düşme görülür. Bu durum kendisini hastanın deri, burun, ağız içi ve dudaklar gibi bölgelerinde morarma ile gösterir.

Yaşamın devam ettirilmesi için gerekli olan oksijeni, akciğerler solunum faaliyeti ile atmosferden alarak kana iletmekte ve kan yolu ile tüm doku ve organlara taşınmaktadır. Kanda oksijen alyuvarları içerisinde yer alan hemoglobine bağlı olarak taşınır. Oksijenin hemoglobine bağlanması ve dokuda ayrılması kandaki oksijen parsiyel basıncı ile ilişkidir. Akciğer hastalarında kandaki oksijen basıncının düşmesi sonucunda oksijen miktarı da düşmektedir.

Bu durum kendisini hastanın deri, burun, ağız içi ve dudaklar gibi bölgelerinde morarma ile gösterir. Siyanoz periferik ve santral olmak üzere 2 ayrı grupta ele alınır. Santral siyanoz, azalan kan oksijenizasyonuna bağlıdır. Dolaşım ve solunum sistemi hastalıklarında görülür. Astım, kronik bronşit, bronşektazi ve KOAH gibi kronik akciğer hastalıklarının ağır durumlarında görülen siyanoz, bazen ise akciğer embolisinde de olduğu gibi daha önce hiçbir solunum şikayeti ya da hastalığı olmayan kişilerde de aniden ortaya çıkabilir. Hastalarda genelde siyanoz ile beraber, altta yatan kalp yada akciğer hastalığına ait klinik bulgu ve semptomlar vardır. Örneğin, KOAH sebebi ile siyanozu olan bir kişinin aynı zamanda uzun yıllarca devam eden hışıltılı solunum, balgam çıkarma, öksürük, nefes darlığı gibi yakınmalar mevcuttur.

Periferik siyanoz ise dolaşımın yetersizliğine bağlıdır. Özellikle parmak uçları gibi vücudun uç noktalarında meydana gelen siyanoz tipidir. Periferik siyanoz için en tipik örnek çok soğuk havalarda yaşanan parmak uçlarında damarlardaki daralma ve buna bağlı olarak dolaşımın azalması sebebi ile ortaya çıkan siyanozdur. Tedavi için ilk olarak altta yatan kalp ya da akciğer hastalığının tanısının korunması gerekir. Bu amaçla hastanın ayrıntılı bir hikayesi alınarak solunum fonksiyon testleri, EKG, akciğer grafisi ve arter kan gazları tettikleri yapılır. Siyanozun sebebinin belirlenmesinin ardından ilgili hastalığa yönelik olarak tedaviye başlanır.